24 Ocak 2012 Salı

Bok Gibi Sik Gibi Bir Şey Bu Hayat

    
     Başkasıyla beraber olması batmıyor da,o başkasıyla mutlu olması cok pis batıyor bana. Ölse bu kadar koymaz gibi sanki. Ama tabi ölmeden bilemem bunu,bir ölse de baksak,ölümününde ne kadar koyduğuna. Uzun lafın kısası aslında hayat giderek daha boktan oluyor,daha fazla olamaz diyorsun ama yok daha da boktan oluyor,hatta bazen yetmiyor sik gibi oluyor. Bende yardımcı oluyorum tabiki hayata sik gibi olması konusunda.
    ''Fotoğraflarına falan bakıyorum,üzüyorum kendimi. Bazen de bizim olan şarkıları dinliyorum,pardon eskiden bizim olan şarkıları,onlar da ayrı bi bok zaten,o da yetmiyor sen yokken dinlemek için kendime görev edindiğim şarkıları dinliyorum,hahh işte sik gibi olanlar da onlar. Yani aslında aynı sen gibiyim bana karşı,aratmıyorum seni kendime,canımı acıtacak her şeyi yapıyorum ama hakkımı yemeyeyim başarıyorum. Helal olsun bana. Yazdıklarımdan da anladığın gibi hayatım nasıl seninle beraberken sik gibi bok gibiyse,sensizde öyle. Varlığınla yokluğunu bir ettim.
    Her şeye rağmen hayatın en kötü tarafı ne peki biliyor musun?  ''Şimdi ölsem, içimde yine seninle öleceğim.'' ''

19 Ocak 2012 Perşembe

Her şey içime bir his doğmasıyla başladı.

     Bugünü unutmamak için şimdi benim buraya bir şeyler karalamam,yazmam,cizmem gerek. Ama yapamayacağım. Ona bile gücüm yok. Acımı hatırlatacak şeyler yazmayacağım buraya,yalnızca bu tarihte bir acım olduğunu hatırlayacağım. Hepsi bu... Hayat bu...

11 Ocak 2012 Çarşamba

Bitmeye Yüz Tutan İlişki Anatomisi

A     :  Çalışmak için aynı yerleri tercih edelim mi canım?
B     :  Ben formu doldurdum bile.
A     :  Hani beraber aynı yeri tercih edecektik.
B     :  Ne bileyim işte beklemedim ben seni,hem ne fark eder ki.
A     :  Nereyi tercih ettin peki?
B     :  İstanbul yazdım ben tabiki.
A     :  Eee neden Ankara yazmadın?
B     :  Ben ailemi tercih ettim,onlara yakın olmak istedim.
A     :  Ben de İstanbul yazayım o zaman,daha fazla ayrı kalmayalım.
B     :  Bence sende ailene yakın olan yeri tercih et,Ankara yaz.Ailen sonucta!
A     :  Ama o zaman çok fazla ayrı kalacağız.
B     :  Ama onlarda ailen sonucta yani,bence ailene yakın olan yeri tercih et.
           Evet evet onları tercih et.                   
A     :  Neyse dur bakalım,düşünelim bi.
B     :  Ya tamam işte düşünecek bir şey yok.
A     :  !!!
B     :  Ben gelecek görmüyorum bizde.
A     :  !!!
B     :  Neyse,öyle işte.Hadi sen başvurunu Ankara yap.
A     :  …………….
B    :  Ben ararım seni,görüşürüz.
          ……………………………………………………………………….

10 Ocak 2012 Salı

Benim için anlamı olmayan bugün,bir başkası için cok anlamlı ya hani,işte ben tam bu noktada hayatın amk.

    Neden bu kadar hızlı gecti ki zaman? Keşke daha anlamlı değerlendirseydik birlikteliklerimizi,birbirimizi anlamaya daha fazla zaman ayırsaydık. Kocaman 2 sene gecirdik,tahmin ettiğimizden daha uzun ve daha kısa gecti günler. Sonuç olarak ayrı düştük. Şimdi sen oradasın,ben ise burada. Ne kadar yoruluyoruz kimbilir birbirimizin olmadığı zamanlarda. Son 6 ayımızı bilmiyoruz,tanıyamıyoruz bile artık birbirimizi. Yuvarlanıyoruz zaman içinde,ne kopabiliyoruz bu birliktelikten ne de gücümüz yetiyor birlikteliği kurtarmaya. Biz hep çarpışıyoruz seninle,neden?




p.s : Bugün 2 sene oldu ama bence -2. senemizdeyiz. Ayrılığımıza hoşgeldin sevgilim.

9 Ocak 2012 Pazartesi

O Gün 'Bugün' Değilmiş Meğer



O gün bugündür dedim ama yok değilmiş.
Ben yine günlere,haftalara sığamadım.
İyi bir şeyler olmalı.
Ol-malı işte.
Ne bileyim günlerdir calıştığım sınavı daha fazla calışmadan gecebileyim mesela.
Ya da hiç ummadığım birinden hiç ummadığım anda mutlu bir e-posta,mesaj bir şey alayım.
Ya da yaşadığım yeri seveyim anlamsız bir şekilde.
Ya da evimin bahcesinde köpek bakmama izin veren ailem,evimin içinde de kedi bakmama izin versin.
Ya da sevdiğim dostlarımın mutluluklarına ortak olayım.
Ya da benim olan bir şarkıyı bizim olarak addedebileyim.
Böyle ufak tefek anlamsız şeyler olmalı benim hayatımda.
Olumlu anlamsızlıklar yaşamalıyım,anlamsız ayrılıklar yerine.
Bahar gelmeli benim hayatıma.
Belki baharda daha iyi oluru(z)m.
Artık dublelerde iyi düşünmeme yetmemeye başladı.
Anlarsın ya işte beni,daha kötü olmaya başladım ben.
Daha hırçın,daha aksi,daha ayyaş,daha mutsuz,daha umutsuz..........
Anladın işte sen,anlattırma bana beni.
Sahi,seni sevdiğimi söylemiş miydim hiç?
Peki,bizi sevdiğimi söylemiş miydim?
Neyse,boşver...









6 Ocak 2012 Cuma

Bugün

O gün bu gün.
Beynimi dinlendirmem gerek.
Artık küçük bir çocuk değilim,büyüdüm ne yazık ki.
Kalbimin sorumluluğunu yüklenmeyi öğrenmeliyim.
Ayağa kaldırmalıyım kendimi.
Şimdi biramı alıp,en sevdiğim diziyi acıp kahkahalara boğularak izleyeceğim ve çok mutlu olacağım.