28 Kasım 2011 Pazartesi

''O''

    Bu aralar çene ishali olmuş gibi konuşuyorum. Yerli yersiz anlatıyorum anlatıyorum anlatıyorum seni. Ama yalnızca seni,hiç kendimden,benden bahsetmiyorum. Bazen biz oluyoruz tabi ama bazen... Onunda pek önemi yok senin yanında. Sen varsın işte,senli sensiz günler,senli 'o'nlu günler falan. Konuya 'o' nun girdiği yerde,ben yazımın yönünü değiştiriyorum. Sen ve 'o' ilk paragrafta kalıyorsunuz .
    Bende hayatıma 'O'nu alıyorum ama dikkat et büyük harflerle. Çünkü 'O' benim hayatıma giren ya da benim hayatıma almaya çalıştığım kişi,önemli biri yani,tabiki büyük olmalı. Değerli kılmalıyım 'O'nu. Hayatıma girişini ihtişamlı,gösterişli yapmalıyım. Hoşgeldin deyip gönlümü sonuna kadar açmalıyım. 'O' da şaşırmalı bu halime,sevinmeli hatta mutlu olmalı. Aslında hep onu beklediğimi görmeli. Çünkü ben anladım ki benim beklediğim sen değilmişsin,işte bu yüzden sen ilk paragrafta kalansın! 'O'nun emin adımlarla bana yaklaşmaya çalıştığını biliyorum,elimi uzatıyorum yardımcı olmak adına. 'O'da cok yalnız biliyorum,bir kere söylemişti. Hafızamda tuttum bende hemen ya da unutmadım benim gibi 'O'da yalnız diye,bilmiyorum tam olarak ne düşündüm. Kendim gibi gördüm 'O'nu,sorgulamadan başımı yasladım omzuna ama onun haberi yok,hissetirmedim. Korktum! Gitmeler hep canımı acıtır benim,sebepli sebepsiz gelmelerde.  Emin olmalıyım,yanlış zamanda gitmeleri,sebepsiz yere gelişleri olmayacağından. Şimdilik başım omzunda ilerliyoruz,ikimizde sessiz,ikimizde korkak ! Kimse kimseye ne düşündüğünü sormuyor. Hesapsız konuşuyoruz,yargılamadan,sorgulamadan. Bilmeden yaralarımıza tuz basıyoruz bazen,bazen de iyileştiriyoruz birbirimizi,açmadığımız yaralara merhem oluyoruz. Hep böyle mi gider aramızdaki metafor iletişim bilmiyorum ama lütfen    ''Sen bana iyi gel.''
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder